28 Eylül 2007 Cuma

BEKTAŞİ CUMAYA GİTMİŞ

Bektasi Cuma'ya camiye gitmis.
Camide hoca vaaz veriyor ve
sarap icenleri siddetle kinamaya basliyor.
Bektasi can kulagiyla dinlemeye baslamis.

Hoca dayatmis,
"Sarap icenler obur tarafta her turlu ceza gorecek.
Sarap icmeyenler her turlu sefa gorecek...
Hatta herbirinin emrine 40 huri verilecek...
Sarap icenlerin ise ictikleri her sise sarap
kıl kopruden gecerken boyunlarina asilacak!!!"

Bektasi dayanamamis durdugu yerden seslenmis:
"Hoca efendi, o siseler dolu mu olacak, bos mu!"

Hoca gurlemis,
"Bre zindik, sen dolu siselerle obur tarafi meyhane mi sandin!"

Bektasi basini sallayip itiraz etmis,
"Iyi ama hoca, adam basi 40 huri ile sen de obur tarafi kerhane mi sandin!

TEMEL ÇOCUK KAÇIRMIŞ

Ekonomik kriz yüzünden
büyük para problemi olan Temel,
çocuk kaçirip fidye istemeye karar vermis.

Sehrin büyük bir parkinda
çocugun birini gözüne kestirmiş önce bir not yazmis:
Çocugunu kaçirdim.
Bunu yaptigim için üzgünüm ama kusura bakma
çünkü gerçekten paraya ihtiyacim var.
Yarin sabah saat 7'defalanca parktaki
filanca agacin altina bir siyah çantada 5 milyar getir.
Imza: Laz

Çocugun yanina gitmis,
notu çocugun ceketinin iç cebine koyup,
dogruca evine gitmesini ve
notu babasina göstermesini söylemis..

Ertesi sabah parka geldiginde
söyledigi agacin altinda,
söyledigi renkteki çantada
içinde 5 milyar olan emaneti bulmus.

Paralarin yaninda bir de not varmis:
"Paran purada ama
bir Laz hemsehrisine nasil peyle bir sey yapar inanamayrum,
inanamayrum."

24 Eylül 2007 Pazartesi

AŞK BU OLSA GEREK

1)Koca evine elleri bir suru kaset dolu olarak girer ve karısı:
Niye bir suru kasete para verdin bizim evde teyp yok ki ?
Sen sütyen aldığında ben soruyor muyum?

2)Koca eve zil zurna sarhoþ girer ve karısına bakarak
Ne kadar çirkin olduðunu biliyor musun?
Sen de pis ve sarhoşsun, diye cevap verir karisi.
İyi de benimki sabaha geçecek !...

3)Eve zamanından erken donen koca
karisini yatakta en iyi arkadaþlarından biri ile yakalar.
Adam hiç bozuntuya vermeden ve soğukkanlıkla
silahını çeker ve arkadaşını vurur.
Kadın yatakta şöyle bir doğrulur:
Bak bu şekilde davranmaya devam edersen
hiç arkadaşın kalmayacak.

4)İki erkek bir lokantada oturmuş pencereden bakıyorlar, biri :
Karşıdan karşıyaa gecen şu iki kadını görüyor musun;
biri karim diğeri ise metresimdir.
Benden uzun yaşayacaksın, der diğeri,
simdi ben de aynısını söyleyecektim.

5)Kadın aynada çıplak vücudunu seyrediyor. Eşine:
"Görüntümü iğrenç buluyorum, sarkmış, buruşuk.
Bir iltifata ihtiyacımvar." der eşi:
"Gözlerin, iyi görüyor"

6)"Yarın 30. evlilik yıldönümümüz,
bunu kutlamak için kazı kesebiliriz.'
"Niçin? diye sorar eşi. "
Onun suçu değil ki....."

7)Adam yanında oturan kadına fısıldar:
"Şampanya sizi güzelleştiriyor"
"Bir kadeh dahi içmedim."
"Ama ben onuncu kadehimdeyim......

21 Eylül 2007 Cuma

İLERİ CİDEBİLİRSUN TEMEL

Temel nisanlisi Fadime'yi gezdirmek için arabasina bindirir..

Vites değiştirirken, eli hafiften nisanlisinin bacagina deger..

Fadime kipkirmizi kesilir..

Bir süre sonra evlenirler ve balayina çikarlar..

Bodrum'da otelin nönüne gelince Temel kontagi kapatir..

El frenini çekerken, eli yine Fadimenin bacağına değer

yine yüzü kizarir ama bu sefer Temel'e ;

"Ula artuk evlenduk, daha ileri cidebilursun"der..

Temel arabayi çalistirir ve Marmaris'e dogru yola koyulurlar...

PAPAZ TEMEL

Papaz her pazar oglen kasabadaki ahalinin gunah cikartmasini dinler
ve de onlara yol gosterirmis.

O gun rahibi baska bir kasabadan hafta sonu bir davet icin cagirmislar.
Papaz hem gitmek istiyor hem de kiliseyi kime birakacagini bulamiyormus.
Sonunda kilisenin tam karsisindaki camiye gidip,
durumu caminin hocasi Temel'e anlatmis.

Temel "nasil olur ben sizin kurallari hic bilmem ki" dese de papaz;

-"Ben vaaz verdikten sonra sana ogretirim,
cok kolay, sen sesini cikarmadan yanimda dur,
gunah cikartanlara nasil cevap verdigimi gor,
isi hemen anlarsin" demis.

Hoca Temel, Tanri katinda bir din adamina
yardim edecegi icin boynu bukuk kabul etmis.
Pazar gunu gelmis papaz ile hoca Temel ile birlikte odaya girip
gunah cikartmaya gelen birinci kadini dinlemisler;

-Muhterem peder....

-Evet yavrum demis papaz. Temel de dinlemede.

-Muhterem peder, ben tam 3 kez zina isledim ama cok pismanim,
bana bir yol goster de bu gunahtan arinayim.

-Yavrum Kudus tarafina don ve
kutsal bakire Meryem Ana ile ilgili bir dua oku,
cikarken de kumbaraya 100$ at gunahindan arinmis olursun.

Biraz sonra bir baska kadin gelmis;

-Muhterem peder...

-Efendim kizim... Hoca Temel yine dinlemede...

-Muhterem peder, ben tam 3 kez zina isledim ama cok pismanim,
bana bir yol goster de bu suclardan arinayim.

-Himmmm. Yavrum Kudus tarafina don
ve kutsal bakire Meryem Ana ile ilgili bir dua oku
cikarken de kumbaraya 100$ at gunahindan arinmis olursun.

Kadin tesekkur edip gittikten sonra Papaz Temel'e donmus;

"anladin di mi" diyip, bir kosu arabaya binip yola cikmis.

Biraz sonra gunah cikarmak icin bir kadin daha gelmis;

-Muhterem peder.... Temel ogrendigi gibi;

-evet yavrum...

-Muhterem peder, ben tam 2 kez zina isledim ama cok pismanim
bana bir yol goster de bu suclardan arinayim. Cok utaniyorum...

Temel bir sure dusundukten sonra cevap vermis;

-Yavrum uzulme, şu anda bir kampanyamiz var;
sen git bir zina daha yap, sonra gel
Kudus tarafina don ve Kutsal bakire Meryem Ana ile ilgili bir dua oku
cikarken de kumbaraya 100$ at gunahindan arinmis olursun...

20 Eylül 2007 Perşembe

BALKON

Kari-koca tatil gunu evde televizyon seyretmekten sıkılmıs,
yatak odasina gecmeye karar vermisler... .
ama ne mumkun.....
7 yasindaki oglan evde.....
Oglum, hadi biraz sokaga cik, gez, oyna!
ıhhhhh.
ısrar faydasiz. afacanin sokakta gozu yok.

- oyleyse, diyor baba, annenle ben odamiza gecelim,
sen de balkona.
etrafta neler olup bitiyor, yuksek sesle bize rapor et !
Oglan biraz miziklanmakla birlikte caresiz balkona geciyor.
bizimkiler de yataga.

Ve afacan canli yayina basliyor:
- su an bizim sitenin otoparkina yabanci bir arac park etti.
simdi de aygaz arabasi sokaga giris yapti.
yasli bir kadin markete giriyor..... .

Kisa bir sessizlik... ve rapora devam:
- yan komsumuz ahmet bey amcayla karisi necla teyze
yatak odasinda sevisiyorlar.

yataktakiler sok vaziyette.

Baba sesleniyor:
- oglum, nereden cikardin simdi bunu ?

- hicc. kucuk kizlari ayse balkonda dikiliyor da

TELKİN

Kadinin basi cok agriyormus.
Demisler ki bir psikiatrist var.
Harika tedavi ediyor.
Neyse, gitmis doktora, aksam eve gelince kocasi sormus:

- "Ne oldu" diye.

- "Valla, bana telkin onerdi, bir yere oturup
kafami iki elimin arasina alip sallana sallana

'bu kafa benim degil, bu kafa benim degil" diye tekrarlayacakmisim. "

Kadin 3-4 gun bu ise devam etmis ve
basagrilari tamami ile gecmis.
Ancak bu sirada kocasinda bir sorun baslamis.

Adamda tik yok. Geceleri sirtini donup yatiyor.
Iliski miliski hak getire.
Sonunda kadinin da israri ile adam da ayni doktora gitmis.

Aksam eve gelince kadin ne oldu demis.

Adam:
- "Birak yaa demis, bana da telkin onerdi ama
ben oyle sacma seyleri yapmam" demis,
demis ama o gunden sonra adam olmus bir canavar.
Eve gelince kadini hemen yakalayip yataga atiyor.
Durum felaket.
Neyse herkes cok memnun ama
kadin da bu isin nasil oldugunu merak ediyor.
Bir gun kadin eve gelmis.

Adam:
- "Hadi karicigim demis, sen hemen yataga gir,
ben bi banyoya gidip geleyim" demis.

Kadin gizlice adami takip etmis.
Ne gorsun.

Adam banyoda klozete oturmus,
kafasini iki elinin arasina almis sallaniyor.

- "Bu kari benim degil, bu kari benim degil"

KAPLUMBAĞA

Bir zaman gelmiş ve
kaplumbağalar ülkesinde su tükenmiş.
napçez ne etçez diye düşünürken
aralarında en yaşlı, en bilgin olanı demiş ki:

"şu daği görüyor musunuz...
o dağın arkasında büyük bir göl var." .
Ee, koca dağı hepsi birden aşamazlar.
Aralarında çok yaşlı olanlarda var.
Bunun üzerine oraya gidip su getrmeleri için
en genç 2 kaplumbağa seçilmiş.

Genç kaplumbağalar 25 yıl sonra göle ulaşmışlar..
ohaa demeyin.Anca çıkmışlar dağı.
(Hem nasıl olsa uzun yllar yaşıyolar).
Ve o anda farketmişler..
Suyu alıp götürmek için yanlarına kap almayı unutmuşlar..

kaplumbağalardan biri;
-ee nabıcas şimdii??
Birimizin gidip kap alması lazım..
Diğerimiz de burada beklesin ki
kimse gelip içmesin sudan!!

En iyisi sen git!

-Olmazz.... Ben gidicem sen ya suyu içersen?..

O zaman köy susuz kalır ve hepimiz ölürüz susuzluktan!

-Yok valla bak yemin ederim ağzımı sürmiiycem..
sen git al gel kabı bekli yeceğim..
Söz veriyorum.

Bunun üzerine diğer kaplumbağa yola çıkmış..
Orada kalan da beklemeye başlamış..
Aradan 30 yıl geçmiş..
50 yıl.. 60 yıl..
Sonunda bekleyen kaplumbağa bu böyle olmayacak demiş..
Galiba gelmeyecek bu..

Köydekiler de öldü herhalde susuzluktan..
En iyisi ben biraz su içeyim de bari ben hayatta kalayım..
Kaplumbağaların soyu devam etsin..
Tam eğmiş kafasını göle doğru bir yudum alacakken
çalıların arkasından bir ses duyulmuş..:

- Bak böyle yaparsan gitmem amaaa !!!!!!!!!!

DAVANIN BÖYLESİ

Davanin Boylesi

Bantlardan, tutanaklardan, karar ve zabitlardan
gecilmeyen su gunlerde mahkeme salonuna
bir keyif penceresi acmaya yardimci oluyor.

Bir aksam tiyatrodan cikmis iki erkek arkadas yolda giderlerken,
onlerinde iyi giyinmis, sik ve alimli bir hanimin yurudugunu farkederler.

Erkeklerdenbirisi digerine donerek,
"Bu hanimla bir gece gecirmeye 500 dolar veririm"der.

Bu sozleri isiten genc hanim basini cevirir ve
"Teklifinizi kabulediyorum" der.

Teklifi yapan erkekle hanim
beraberce genc ve cekici kadinin evine gidip
hemen yatagin yolunu bulurlar.

Ertesi sabah apartmanı terkederken,
adam kadina 250 dolar verir.
Hanim pazarlik bakiyesi parayi ister ve
"250dolar daha vermezseniz sizi dava ederim" der.

Adam guler, "Bunu nasil ve hangi esaslara gore
yapacaginizi gormek isterdim" deyip apartmani terkeder.

Ertesi gunlerde mahkemeden gelen celp pusulasi
adami sasirtir. Hemen avukatina gidip olayi detaylariyla anlatir.

Avukat, "Bu esaslara istinaden aleyhine bir karar
alinabilecegini sanmiyorum. Ancak davanin nasil sunulup
savunulacagini dogrusu pek merak ediyorum diye mutalaa verir.

Dava baslar ve on sorusturmadan sonra
hanimin avukati mahkemeye dava konusunu
asagidaki sekilde arzeder:
"Muhterem hakim beyefendi, muvekkilem, bu hanimefendi,
itina ile yetistirilip cimlerle ortulu bahce niteliginde
bir gayrimenkule sahip bulunmaktadir.
Bu arazi parcasini belli bir sure icin davali beyefendiye
500 dolar karsiliginda ! kiralamistir.
Davali gayrimenkulu kira amacina uygun olarak kullanmis ve
kira muddeti sonunda tahliye ederken kira bedelinin yarisi olan
250 dolari odememistir.
Kira tutari yuksek bir bedel degildir,
kaldi ki kiralanan yer ozel ve yasal bir bolgedir.
Dilegimiz adaletin yerine gelmesi ve
davalinin muvekkileme anlasmanin bakiyesi olanmeblagi odemesidir."

Davalinin avukati bu beklenmedik savunma karsisinda sasirmis
fakat bir avukat olarak isin enteresanligindan haz duymus ve
hemen daha once hazirladigi savunmasini kenara koyarak
davayi soyle savunmus:

"Muhterem hakim beyefendi,
muvekkilim bu genc beyefendinin,
bu genc hanimdan sahibi oldugu gayrimenkulu
bir sure icin kiraladigi dogrudur ve
muvekkilim bu anlasmadan son derece memnun kalmistir.

Bununla beraber muvekkilim arazide bir kuyu bulmus ve
kuyuyu örgü taşlarıyla donatmis,
kuyuya boru indirmis ve
pompa yerlestirmis! tir.
Butun bu ugraslarin iscilik masraflarini
muvekkilim ustlenmistir.
inancimiza gore butun bu arazi gelistirme calismalari
odenmeyen meblagi karsilayacagindan
aleyhimize acilan davanin dusmesini talep ediyoruz.

Genc hanimin avukati tekrar soz almis,
"Muhterem hakim bey, muvekkilem, davalinin
beyan ettigi gibi arazi uzerinde bir kuyu bulundugunu ve
gerekli gelistirmeleri yaptigini kabul ediyor ve
herhangi bir itirazda da bulunmuyor.

Ancak bahis konusu kuyu zaten arazide mevcut idi ve
kuyu olmasaydi davali muhtemelen bu araziyi kiralamayacakti.
Ayrica arazi tahliye edildigi sirada davali soz konusu ettigi taslari,
boruyu ve pompayi sokerek beraberinde goturmustur.
Bu bakimdan davamizda israr ediyor ve
vereceginiz kararin adalete uygun olmasini diliyoruz."

Hanim davayi kazanir!

19 Eylül 2007 Çarşamba

DU BAKALİ N'OLCEK

DU BAKALİ N'OLCEK?

Efendim;
Adamın biri, karısının bir “halt” karıştırdığından şüphe ediyor,

ama son derece “iyiniyetli” olduğundan ona
“toz kondurmak” da istemiyormuş!..
Sonunda, “şüpheleri” galip gelip de,

geceleri gözlerine uyku girmez olunca,
bir “dedektif” tutmuş!..

“Hele takip et karımı!..
Durumu da, anında rapor et bana!”
Dedektif, başlamış takibe...

Tabi, kadının ne yaptığını,
nereye gittiğini anında bildiriyor kocasına...

“Şu anda evden çıktı...
Caddede kendini bekleyen lüks bir arabaya bindi!”

Kocası;
“Du bakali n’olcek? Takip et!”


Dedektif takipte...
Kadın, otomobiline bindiği erkekle birlikte yemekte...

Dedektif, durumu bildiriyor:
“Şu anda şampanya içiyorlar...

Herifin eli, karınızın omuzunda!..
Yemekten kalktılar, şu anda dansediyorlar!..
Karınız, başını herifin omuzuna yasladı!..
Herifin eli, karınızın belinde!”

Kocası;“Du bakali n’olcek?.. Takibi sürdür!”

Biraz sonra dışarı çıkarlar...
Birlikte adamın evine gelirler...

Kocası; “Du bakali n’olcek?”

“Birbirlerine sarıldılar!”

Kocası;
“Du bakali n’olcek?”

Dedektif, raporunu sunar:
“Şu anda herif soyunuyor...

Aaa, şimdi de karınızı soymaya başladı!..
İkisi de çırılçıplak!”

Kocası;“Du bakali n’olcek?”

Dedektif;“Birbirlerine sarıldılar!”

Kocası;“Du bakali n’olcek?”

Dedektif;“Perdeyi çektiler, ışıkları söndürdüler!”

Kocası;“Du bakali n’olcek?!?”
DURA DURA, BUNLAR OLDU!

TANRI ERKEĞİ YARATTI

Tanri bütün meleklerini çagirmis ve
"ben yeni bir sey yaratacagim beni rahatsiz etmeyin"demis,

üç gün sonra çikmis ve yarattigi kadini göstermis

-"iste ben bunu yarattim" demis.

Bütün melekleri kadina hayran kalmis
Tüm Melekler:
"Tanrim sen ne güzel bir sey yaratmissin" demisler,

Tanri:"Aklimda bisiy daha var ,
onu da yaratacagim beni rahatsiz etmeyin" demis.

Aradan 1 hafta 1 Ay, 3 Ay derken bayagi zaman geçmiş.
Melekler merak içinde kalmis acaba ne yaratiyor diye,
Aralarinda konusmuslar ve Cebrail'e sen git bir sor bakalim demisler.
Cebrail, Tanri'nin huzuruna çikmiş

-"Tanrim ne yaratiyorsun tüm kullarin merak içinde"demis.

Tanri:-"Erkek diye bisey yarattim ama sapi elimde kaldi
bir türlü sapiyla beyni arasinda baglanti kuramiyorum.
Birisi çalişsa , diğeri çalışmıyor, bir türlü çözemedim...

YANLIŞ NUMARA

YANLIŞ NUMARA

"Alo efendim"

"Pardon galiba yanlış numarayı çevirdim"

"Dikkat etsene geri zekâlı "

"Geri zekâlı sensin,
üstüne birde bit beyinlisin"

"Ne! sen kiminle konuştuğunu biliyormusun???"

"Hayır" "Ben İstanbul emniyet müdürüyüm"
(biraz sessizlikten sonra)

"Sen kiminle konuştuğunu biliyor musun"

"Hayır"

"Ohhh çok şükür"

ÇEKİYORUM GÜLÜMSE

ÇEKİYORUM GÜLÜMSE

Savcı, morgdaki üç cesedi incelemek üzere gelmişti.

Birinci ceset sırıtıyordu.
Savcı nedenini sordu.

"Milli piyangoda büyük ikramiyeyi kazandı,
sevincine dayanamadı,
kalp Krizi geçirdi ve ÖldÜ", dediler.

İkinci ceset de sırıtıyordu.
Savcı sordu;
-Bu neden sırıtıyor?

"Bunun da oğlu doğmuştu.
Sevinçten kalbine yenik düştü" diye açıkladılar.

Üçüncü ceset Temel'in kömür halindeki cesediydi.
O da sırıtıyordu.

"Bu neden oldu?" diye sordu savcı.

"Efendim, buna yıldırım çarptı" dediler.

-Peki neden sırıtıyordu?

-Fotoğrafını çekiyorlar sanmış.

LEZBİYEN TEMEL

LEZBİYEN

Temel bara gitmiş.
Yanındaki kadınla sohbet ederken

kadın:- "Ben lezbiyenim" demiş.

Temel lezbiyenin NE olduğunu sorunca

kadın:- "Ben yalnızca kadınlarla beraber olurum" demiş.

Temel' in hoşuna gitmiş.
- "Pen de sizin cibu lezbiyenum" demiş.

YANGIN

YANGIN

Adamın birinin evinde yangın çikmis.
Komsulari yardıma kosmayip
olayı Seyretmeye baslayinca
is basa düşmüş.

İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp
dışarıda beklemesini söylemiş.

Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine,
kızını çıkartmış dışarıya.

Sonra karisini,
sonra köpeği ve kedisini.

Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden
3 kere daha içeri girmiş çıkmış.

Onu seyreden komşularından biri sormuş
"Niçin yanan eve girip çıkıyorsun
dışarı hiç bir şey getirmiyorsun?" diye..

"Kayınvalidem içeride!" demiş Adam
"Arada bir girip çeviriyorum.!"

17 Eylül 2007 Pazartesi

SARIŞIN FIKRASI

Sarışın kız 'Balık Lokantası'na gitmiş,
girişindeki büyük akvaryumun içinde yüzen
canlı istakozları görünce

"Bu yaratıklar nedir?.." diye sormuş,
onu girişte karşılayan garson'a:

"İstakoz efendim..
Müşterilerimize taze taze sunmak için..",

"Yani bunları öldürecek misiniz?.."

"Evet efendim.. Mecburen.."

Birden perişan olmuş sarışın,
hemen orayı terk etmiş,
yandaki süpermarkete girip
3-4 tane naylon poşet almış,
balık lokantasına dönüp
zavallı istakozları gizlice torbalara doldurmuş,
taksiye atlamış,
en yakın ormana gidip istakozları serbest bırakmış..

14 Eylül 2007 Cuma

BANKACIYA MEKTUP

BANKACIYA MEKTUP

New York Times'da yayınlanan
bir müşterinin bankasına yazdığı mektup

Sayın Banka Yetkilisi,
Ben 86 yaşında bankanızda hesabı olan bir müşterinizim.

Geçen gün, tesisatçıma 100 dolar'lık bir çek yazdım.
Bu çeki kendisi her nasılsa 3 nanosaniyede bankanıza iletmiş olmalı ki,
bankanızda değerlendirdiğim fonlardan bu miktar kadarını bozduramadan
hesabımdan karşılığı alınmış.

Tabii ki hesabımda o an için para olmadığından
30 dolar da faiz ve cezası alınmış.
Oysa fonlarımda 1.000.000 dolar vardı.

Bu durumu şikayet etmek istediğimde,
baınkanız telefonunda kişiliksiz, terbiyesiz,
banda kaydedilmiş ve yüzsüz bir hanım sesiyle
yarım saate yakın boğuştum.
Arada müzikler dinledim ve
28 kere değişik tuşlara basmak zorunda kaldım.
Ama kimseye ulaşamadım.

Bildiğiniz gibi her ay binlerce dolarlık faturalarım,
mortgage kesintilerim, kredi kartı ödemelerim var.
Bunların hepsinin hesabımdan yapılan otomatik ödemelerini
şu andan itibarenİPTAL ediyorum.

Bundan böyle, sizden etten kemikten yapılmış
dediğimi anlayan ve ingilizce
bilen bir müşteri temsilcisi istiyorum.

Anlayışla karşılarsınız ki, karşınızdakine en iyi iltifat,
onu taklit etmektir.

Ben de sizin gibi yapacağım.
Müşteri temsilciniz her ödeme için beni arayacak
ve 28 haneden az olmayan
benim vereceğim bir şifreyi tuşlayacak.
Sonra da, eğer
1 tuşlarsa benden randevu alacak,
2 tuşlarsa bir ödeme ile ilgili mesaj bırakabilecek,
3 tuşlarsa oturma odama bağlanacak,
oradaysam cevap vereceğim,
4 tuşlarsa ve uyumuyorsam yatak odama bağlanacak
ve benimle görüşebilecek,
5 tuşlarsa tuvalete,
6 tuşlarsa cep telefonuma ulaşacak,
7 tuşlarsa bilgisayarıma bir mesaj bırakabilecek.
8'e tuşlarsa bunları yeniden dinleyebilir.
Arada beklemeler olursa, size söz,
elimdeki eski plaklardan gramofonumdan
güzel bir müzik parçası da dinleteceğim ona.

Yalnız sizden ricam, bu işlemler için seçeceğiniz personelinizin
kimlik bilgisini,
anne kızlık soyadını,
noterden alınmış imza sirkülerini ve
tapuları dahil mali bilgilerini bana iletmeniz.

Bir de sizin gibi bir sözleşme hazırladım.
Sizinki 42 sayfaydı,
ben insaflı davrandım.
Bu sözleşmeyi de bana atayacağınız müşteri temsilcisi,
bankanız şube müdürü
ve bankanız yönetim kurulunun imzalaması
ve bana iadeli taahhütlü göndermesi.

Bu sözleşme elime geçtikten sonra müşteri temsilcinize
kendi belirleyeceğim 28 haneli şifreyi göndereceğim.
Bu şifre de her ay değişecek pek tabii ki.

Özür dileyerek bu sözleşme ve işlemler için sizden
masraf olarak her ay 20 dolar da talep edeceğim.

İşbu şartları yerine getirememe durumunuz varsa,
lütfen 1.000.000 dolarımı nakit olarak hazırlayın,
yarın alıvereyim.

Size hayırlı işler diler,
en kısa zamanda bana ulaşmanızı rica ederim.
Saygılarımla,

Müşteriniz...

13 Eylül 2007 Perşembe

ŞİKAYET

ŞİKAYET

Amerikali sadece paraya ve maddiyata dayali
hayatindan bikip usaninca
herseyi satıp savmis,
Hindistan'a gitmis.

Memleketin kus ucmaz kervan gecmez
bir kosesinde yasayan, sohretini duydugu bir
gurunun kapisina dayanmis.

Yalvarmis, yakarmis ve sonunda esigi asmayi basarmis.

Guru, otlardan,
samanlardan yapilma bir kulube gostermis Amerikali'ya.
'Burada inzivaya cekileceksin' demis.
'Kimseyle gorusmeyeceksin,
kimseyle konusmayacaksin,
su ve ekmekle yetinip
tefekkure dalacaksin!..'

On sene gecmis.
Guru bir gun,
Amerikali'yi yanina çagirtmis:
"3 kelime soyleme hakkin var.
Seni dinliyorum!"

Zar zor konusmus Amerikali,:
- Karnim cok ac!

"Gunluk tayinini biraz artirin!"
demis guru ve kulubesine geri gondermis.

Bir on sene daha gecmis.
Tekrar yanina çagirtmis:

"3 kelime soyleme hakkin var.
Dinliyorum!"

- Yatak cok sert!

"Altina biraz daha saman ilave edin!" demis,
kulubesine geri gondermis.

Bir on sene daha gecmis,
guru, bir kez daha yanina getirtmis Amerikali'yi.
"3 kelime hakkin var.
Dinliyorum!"

- Evime gitmek istiyorum!

- S...* git ulan nereye gideceksen!
Zaten geldiginden beri vir vir vir,
devamli sikayet...

12 Eylül 2007 Çarşamba

ÇOMAR

ÇOMAR

Delikanli okudugu universitede
paralari har vurup harman savurunca
babasindan para sizdirmak icin bir oyun kurmus.

"Baba.." diye aramis adami,
"Burada egitimin nasil ileri oldugunu anlatamam..
Bir kurs var,
kopegim Comar'a konusmayi ogretiyor.."

"Aman Tanrim!.." demis adam,
"Ne kadar bu kurs?.."

"1000 dolar.."

Adamcagiz hemen parayi gondermis,
delikanli da bir guzel yemis paralari
ve tekrar aramis babasini..

"Comar muthis konusuyor Baba..
Inanamazsin..
Ama bir kurs daha var o da okumayi ogretiyor..
2500 dolar..
Yarin baslatabilirim..!"

Baba gondermis, o para da bir guzel yenmis..

Yil sonunda babasinin ziyarete gelecegi gun
delikanli kopegi yok etmis ortadan.

Adamcagiz gelir gelmez
"Comar nasil?.." diye sormus,
"Onu gormek icin sabirsizlaniyorum.."

"Baba.." demis oglan,
"Sana kotu haberlerim var..
Dun sabah okula giderken
Comar her gunku gibi sabah gazetelerine goz gezdiriyordu,
bana donup,
'Baban hâlâ o kuafor kizla kiristiriyor mu?' demez mi?.."

"Aman yavrum..!" diye heyecandan titreyerek ayaga kalkmis baba ,
"O itoglu iti annenle konusmadan yok et!"

"O an hallettim baba.."
"Yasa!.. Canim oglum benim!."

GAZ SORUNU

GAZ SORUNU

Biraz yaslica bir kadin doktora gider.
"Doktor bey" der "
gaz sorunum var
ancak cok sikayetci de sayilmam.
Gaz cikardigim zaman ne ses cikiyor
ne de kotu kokuyor.
Ayrica geldigimden beri
en az yirmi kez gaz cikardim
ama siz farkina bile varmadiniz.

"Doktor "su haplari alin
bir hafta sonra sizi tekrar goreyim" der.

Bir hafta sonra yasli kadin kontrole gelir.
"Doktor bey bana ne haltverdiniz bilmiyorum" der
"Gaz cikardigim zaman hala ses cikmiyor
ama muthis kotu kokmaya basladi."

"Cok iyi" der doktor
"sinusleriniz duzelmis,
simdi sira kulaklara geldi."