20 Nisan 2010 Salı

SINAV SORULARI

Sınav Soruları
Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer.
Tabiat bilgisinden sorular ve cevaplar şöyle:
-Soru Mide ne iş yapar?
-Cevap Sindirim yapar, yediklerimizi öğütür.
-Soru 'Akciğer ne iş yapar?'
-Cevap Solunum yapar, bizi yaşatır.
-Soru Kalp ne iş yapar?
-Cevap Dolaşım yapar.
-Soru Beyin ne iş yapar?
-Cevap Bizim apartmanda kapıcılık yapar.

GELİN KAYNANA

Kaynana gelinini alır karşısına.
> Bak kızım benim 3 halim var.
> 1.Gülü göğsüme takarsam ogün sinirliyimdir.
> 2.Gülü kulağıma takarsam ogün orta halimdeyimdir,
> 3.Gülü başıma takarsam ogün iyi halimdeyimdir.

> > Sıra geline gelir;
> > Bak anne der ,benim 1 halim var.
> Sigaramı yakarım, bacak bacak üstüne atarım.
> Sen gülü kıçına da taksan ben yine bildiğimi yaparım.

KARŞI KÖYÜN DAMADI

KARŞI KÖYÜN DAMADI..
> >> > Arasından ırmak geçen iki köyün insanları
> birbirlerini pek sevmezlermiş.
Gün olmuş, öbür yakadan bir köylü beri yakadan Ayşe'yle evlenmiş.
> >> > Evliliğin ilk günlerinde, yeni damat sabah erkenden ırmağa giriyor, gusül abdesti alıyor sonra beri yakaya dönerek:
> >> > -Ayşe bana yetmiyor, yok mu vereceğiniz başka bir gelin daha? Diye avazı çıktığı kadar bağırıyormuş...
> >> > Her gün aynı görüntü ve bağırtıyla muhatap olan beri yakanın köylüleri
> > bundan çok rahatsız olmuşlar ve çare aramaya başlamışlar.
> >> > Köy kahvesinde derin derin düşünürlerken, akil adamlardan biri "Buldum" der,
> >> > -Yarın, hep birlikte ırmak kenarına gidiyoruz, ben ona yapacağımı biliyorum..
> >> > Sabah erkenden köylüler topluca ırmak kenarına gider. Biraz sonra karşı köylü yeni damat gelir.
> >> > Köylüleri görünce biraz daha afili, havalı bir şekilde önce kültürfizik yapar, suya girer, boy abdestini alır ve avazı çıktığı kadar bağırır:
> >> > -Hey... Karşı köylü kayınçolar, Ayşe bana yetmiyor, yok mu başka gelin.
> >> > Beri köyün sözcüsü birkaç adım öne çıkar ve avaz avaz bağırır:
> >> > -Haydi, oradan ulen...
Ayşe, bütün köye yetiyordu, sana mı yetmeyecek.
> >> > O günden sonra acar damadı ırmak boyunda gören olmamış..

fıkra-akıl hastanesi

9 Nisan 2010 Cuma

SİRK +18

Bir kasabaya sirk gelmis.
Sirkin geldigi gün aslan terbiyecisi istifa etmis gitmis.
Patron panik halinde
"hemen yerel gazeteye ilan verin acele bir aslan terbiyecisi bulalim"demis.
Ilan vermisler, iki kisi gelmis.
Biri uzun boylu,sarisin bir fistik, digeri Temel, kel kafali, kisa boylu ve sisman...

Patron, "ikiniz de aslan terbiyecisi misiniz?" diye sormus,"evet" demisler.
Kıza, "önce sen gir bakalim kafese" demis.
Kiz girmis, arkasindan kafesi kilitlemisler.
Baba aslan kiza bakmis, agir agir yaklasmaya baslamis
kiz birden önünü açmis,çirilçiplak...
Baba aslan önce afallamış, sonra kiza yaklasmis ve
ayak ucundan baslayarak yukariya kadar yalamis.
Sonra, gevsemis ve sakin, mutlu bir sekilde kizin ayaklarinin dibine yatmis.
Patron dönmüs Temel'e,
Sen de ayni sekilde yapabilirmisin?" demis.
Temel, "Yaparim ama önce aslani kenara çekin"..!.

CANSIZ HOCA

Trabzon'da bir efsane gibi anlatılan, dini sorulara nükteyle, küfürle cevap vermesiyle meşhur Cansız Hoca, Karadeniz fıkralarını çağrıştıran dini yorumlarıyla, Arapça, Farsça, Çağatayca, Rumca bilgisi, koyu CHP'li olması, akademisyenlere taş çıkarır kültürüyle her yönden farklı bir din adamı. Öğrencisi Prof. Dr. Öztürk'e göre müstesna bir şahsiyet:

ALT-ÜST
Kadının biri hayatını fahişelik yaparak kazanmaktadır.
Öldüğünde cenaze namazı için camiye getirilip musalla taşına konulur.
İmam, kadının cenaze namazını kıldırmak istemez.
Mesele büyür, Trabzon Müftülüğü'ne intikal eder.
Müftü telaşlanır. Cansız Hoca'ya haber verilir.
Durum izah edilir.
Olay mahalline geldiğinde cenaze namazını kıldırmayan hocayla aralarında şu diyalog geçer:
- Bu kadının cenaze namazını niçin kıldırmıyorsun?
- Hocam bu kadın hayatında hep fuhuş yapmış.
Böyle birisinin cenaze namazı kılınmaz.
- Ulan, üstte yatan pezevenklerin cenaze namazlarını kılıyorsunuz da
altta yatanlarınkini niçin kılmıyorsunuz?

EDİSON CENNETE GİRECEK Mİ?
Cansız Hoca'nın bulunduğu bir yerde kimlerin cennete gireceği konusu tartışılıyormuş. Mollalardan biri Cansız Hoca'ya:
- Hocam, Edison bütün dünyayı aydınlatan buluşu gerçekleştirdi ama yine cehenneme gidecek.
- Sen Edison'un cehenneme gideceğini nereden biliyorsun?
- O bizim Peygamber'e inanmadı. Onun için cennete giremez.
Bunun üzerine Cansız Hoca, cevap verir:
- Bakara Suresinin 62. ayetinde şöyle der:
Şüphesiz iman edenlerle, Yahudiler, Hıristiyanlar ve sabilerden kimler
Allah'a ve ahiret gününe inanıp salih ameller işlerlerse onların ecirleri Allah katındadır.
Onlara korku yoktur ve üzülmeyeceklerdir de.
Yani, bu ayette Allah insanlara 'Allah'a ve ahiret gününe inanıp hayırlı işler yapmaları ' şartını getiriyor.
Ayni ayet Maide Suresinin 69. ayetinde de tekrar edilmektedir.
Sonra büyük âlimlerin ekseriyetinin iman sahibi oldukları bilinen bir husustur.
Ayrıca Edison'un son nefesinde nasıl gittiğini ne biliyorsun?'
Ancak adam ikna olmamış.
İlla cehenneme gidecek, diye ısrar edince
Cansız Hoca sinirlenmiş:
'Allah, senin gibi beş milyon eşşeoğlueşşeği cennetine koyacağına bir Edison'u koysun daha karlıdır.'

KURAN SAYFALARI
Cansız Hoca'ya yerli yersiz herkes dini sorular soruyormuş.
- Hocam, yeryüzünün her tarafına Kuran sayfaları serilse ve büyük abdest ihtiyacın gelse bu ihtiyacı nerede gidereceksin?
Cansız Hoca çok sinirlenerek şu cevabı vermiş:
- İhtiyaç giderecek yer kalmadığına göre,
senin ağzına sıçmaktan başka çare yok.

HOCA ÇIKTI
Cansız Hoca, vali ve üst düzey bürokratlarla bir yemeğe katılır.
Hocaların çok yemek yemesiyle ilgili bir fıkra anlatılır:
- Hoca ile manda bostana düşmüş. Görenler, hangisini çıkaralım demişler.
Kimileri mandayı çıkarın o çok yer demiş,
kimileri de yok hoca daha fazla yer onu çıkarın demiş.
' Fıkrayı dinleyen Cansız Hoca masadan kalkmış,
bir kenara oturup sigarasını yakmış, Masadakilerden biri Cansız Hoca'ya,
'Hocam niçin kalktınız' diye sorunca,
Cansız Hoca şu cevabı vermiş:
'Hoca çıktı mandalar yesin.'

OKUNAN DUA ÖLÜ RUHUNA GİDER Mİ?
İzmirli bir avukat dava için Trabzon'a gelmiş.
Sohbet esnasında, okunan duaların ölünün ruhuna gidip gitmeyeceği tartışılmış.
Avukat, okunan duaların ölülerin ruhuna gitmeyeceğine inanıyormuş.
'Seni ancak Cansız Hoca ikna edebilir' demişler.
Hocanın tavla oynadığı kahveye gidilmiş.
Adam sorusunu yineleyince, aralarında şu diyalog geçmiş.
- Elbette gider. - Peki nasıl gider?
- Senin anan, eşin, kızın var mı?
- Var.
- Nerede oturuyorlar?
- İzmir'de.
- Senin ananı, avradını, kızını...
- (Adam sinirlenerek hocanın üzerine yürümüş) Ne biçim konuşuyorsun sen?
- Niye sinirleniyorsun? Duaların buradan ahirete gittiğine inanmıyorsun da,
küfürlerin buradan İzmir'e gittiğine niye inanıyorsun?

HADİ LEN

HADİİ LEEEN !
Yavru tavşan yuvasından ilk kez ayrılır ve ormanda dolaşmaya başlar.
Karşılaştığı ilk hayvana kendini tanıtır 'merhaba kardeş ben TAVŞAN,
sen kimsin?'
karşısındaki hayvan 'ben de KATIR der'

tavşanın kafası karışır 'nasıl yani?' der. katır: '
benim annem Eşşek babam da At onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum' der
Tavşan yoluna devam eder.
Karşılaştığı başka bir hayvana kendini tanıtır. 'merhaba kardeş ben TAVŞAN,
sen kimsin?'
hayvan: 'ben kurtköpeğiyim' der.
tavşan yine şaşırır 'nasıl yani?' der
kurtköpeği:
'benim annem köpek babam da kurt onlar birlikte olmuşlar sonra ben doğmuşum' der. Tavşan yoluna devam ederken yavaş yavaş aklından bu bilgileri geçirir ve işlerin nasıl olduğunu anlamaya başlar.
Karşılaştığı başka bir hayvana kendini tanıtır
'merhaba kardeş ben TAVŞAN, sen kimsin?'
hayvan: 'ben DEVEKUŞU' der.
Tavşan afallar:
'hade lennn!'

26 Mart 2010 Cuma

YORGO

Mikonos Adasının Papaz efendisi
Pazar vaazında cehenneme gitmemek için işlenmemesi gereken günahları anlatıyor....

- Birincisi:
Öldürmeyeceksin, çalmayacaksin, zina etmeyeceksin' .
En büyük günah ise, oğlancılıktır... diyor....
Yunanlinin zaten bu konuda adı çıkmış....
Bu günahı zinhar işlemeyin.
Eğer işlerseniz bilin ki.....
Bir nefes alıp anlatıyor papaz efendi;
Bu günahin kefaretini..
Öbür dünyada Sırat Köprüsü var ya, Sırat Köprüsü....
İşte bu köprüyü geçerken, becerdiğiniz bütün erkekleri sırtınızda karşı tarafa taşıyacaksınız.. Ona göre....

Vaazı dinleyen Todori, arkadaşı Yorgonun kulağına eğilir;
-Yandık ki ne yandık.....
Bugüne dek en az yüz erkek becerdim ben,
köprüden geçerken sırtımda yüz adamı nasıl taşırım?

- Düşündüğün şeye bak, der Yorgo...
Ölmeye yakın verirsin birine,
binersiniz hep beraber onun sırtına..

22 Mart 2010 Pazartesi

MAFYA BABASI

Bir mafya babası evli bir kadınla ilişki kurmuş.
Bir gece kocası yok diye kadının evine gitmeye karar vermiş ve adamlarına
"Ben içeri girdikten sonra hemen büyük bir branda ayarlayın ve
pencerenin hemen altına dört ucundan gerin" demiş.

Sonra da ne yapacaklarının talimatını vermiş:
"Kadının kocası gelirse kapıyı bir kere çaldırın,
ben aşağıya atlayacağım, yakalanıp karizmayı çizdirmeyelim. .. Tamam mı?"
Adamları, "Başüstüne patron" demişler.

Mafya babası kadının evine girmiş, tam yatağa uzandığı anda
evin kapısı çalınca bizimki kendini tereddütsüz
pencereden donla 4. kattan aşağı fırlatmış.

Kadın üzerine alelacele bir şey alıp kapıyı açmış ki karşısında patronun adamlarından biri...
"Yenge" demiş adam mahcup bir şekilde önüne bakarak,
"Patrona söyle branda bulamadık!"

TEMEL VE FADİME

Temel, Fadime'ye tecavüz suçundan mahkemeye düşmüş.
Ülkenin en iyi avukatı savunuyormuş Temel'i.
Karar:10 yıl hapis.

Temel Yargıtaya başvurmuş, dava yeniden başlamış.
Eski avukatının yanına ikinci bir avukat daha tutmuş.
Karar: 10 yıl hapis.

Yargıtaya tekrar itirazlar yapılmış ve mahkeme son olarak davaya bakma kararı almış.
Temeli bu sefer üç avukat birden savunmuş.
Sonuç; yine 10 yıl hapis.

Temel söz istemiş ve 'Fadime’ye pir soru soracağum...'demiş .
Hakim izin vermiş.
Temel de, 'Hacan sağa tecavüz ettüm...
De bakalum ne kadardi benimkinin boyu?...
Fadime 10-15 cm demiş.
Temel hemen soyunmuş, hakime göstermiş.
Otuz, otuzbeş santimi gören hakim kesin kararı vermiş:
'BERAAT'.
Temel avukatlarına dönerek,
'Ula göreyi misunuz,
üçünüz bi sikim edemedunuz!'

SEVGİLİ GÜNLÜK

Sevgili Günlük
12 Ağustos Göçmenlik başvurum kabul edildikten sonra
Kanada'daki yeni evime taşındım.
Çok heyecanlıyım.
Burası çok güzel.
Dağların manzarası muhteşem.
Onların karlarla kaplı halini görebilmek için sabrımı zorluyorum.

14 Ekim Kanada dünyanın en güzel yeri.
Yapraklar kırmızı ve turuncunun tonlarına dönmeye başladı.
Bir atla kir gezintisi yaptım ve bir kaç geyik gördüm. Çok güzeldiler.
Muhtemelen yeryüzündeki en harika hayvanlar.
Burası cennet olmalı.
Burayı çok seviyorum 11 Kasım Geyik avlama sezonu kısa bir sure sonra başlıyor.
Böyle harika hayvanları öldürmeyi nasıl olurda isterler anlamıyorum.
Umarım yakında kar yağısı başlar.
Burayı seviyorum.

2 Aralık Dün gece kar yağdı.
Her yerin beyaz bir örtü ile kaplanışını seyretmek için gece kalktım.
Tıpkı kartpostal gibi.
Meğer yıllarca İzmir'de yaşayarak kendime haksızlık etmişim.
Dışarı çıktık merdivenlerdeki ve garajın önündeki karları kürekle temizledik.
Kartopu oynadık (ben kazandım:))
Kar temizleme makinesi (belediye'nin) gelince,
garajın önündeki karları tekrar temizlemek zorunda kaldık.
Harika bir yer.
Kanada’yı çok ama çok seviyorum.

12 Aralık Dün gece biraz daha kar yağdı.
Kürekle garajın önündeki karları tekrar temizledik.
Burayı seviyorum.

19 Aralık Dün gece biraz daha kar yağdı.
İşe gitmek için garajdan çıkamadım.
Burası çok güzel bir yer fakat kürekle kar temizlemekten yoruldum.
Kar temizleme makinesine Lanet olsun !
Sanki beni bekliyor ve sonra yoldan geçerek karları garaj kapıma yığıyor.

22 Aralık Bu beyaz boktan dün gece biraz daha yağdı.
Kürekle kar atmaktan ellerim su topladı ve belim ağrımaya başladı.
Kar temizleme makinesini ben garajın onunu kürekle temizleyene kadar yolun kösesinde gizlendiğini düşünüyorum pezevengin...

25 Aralık Sıçtığımın karı, yine yağdı.
Eğer kar temizleme makinesini kullanan pezevengi bir elime geçirirsem
yemin ederim o puştu gebertecem.
Yollardaki lanet buzları eritmek için neden daha fazla tuz kullanmadığını anlamıyorum.

27 Aralık Allahın belası,
dun gece yine kar yağdı.
Kar temizleme makinesinin en son gelişinden beri
3 gündür karları kürekle atamadığım için eve hapsoldum.
Hiç bir yere gidemiyorum.
Hava durumunu sunan spiker bu gece 25 santim daha yağacağını söyledi.
25 cm. karın kaç kürek edeceğini sizler biliyor musunuz ?

28 Aralık Kuş beyinli spiker yanılmış, tam 83 cm. daha kar yağdı.
Bu gidişle karlar yazdan önce erimez.
Kar temizleme aracı kara saplandı ve hıyar oğlu hıyar sürücü benden küreğimi ödünç istedi. Karları temizlerken tam altı kürek kırdığımı ve sonuncusunu da onun kalın kafasında kırmaktan zevk duyacağımı söyledim.

4 Ocak Nihayet evden çıkabildim.
Markete gittim ve yiyecek aldım.
Dönüşte lanet geyiğin biri arabamın önüne atladı.
Arabamda yaklaşık 3000 dolarlık hasar var.
Bu hayvanların hepsini gebertmek lazım.
Lanet çirkin yaratıklar her yerde varlar.
Umarım avcılar hepsinin kökünü kurutur.

3 Mayıs Arabayı şehirde bir tamirciye götürdüm.
Yollara dökülen baş belası tuzlar yüzünden arabamın kaportası çürümüş.

10 Mayıs Türkiye’ye kesin dönüş yaptım ve
İzmir’ime bir daha ayrılmamak üzere yerleştim.
Suratına sıçayım Kanada'nında da,
karın da,
geyiklerin de....

YAŞLI KADIN +18

Ufak tefek yaşlı bir kadın iki plastik torba taşıyarak caddede yürüyormuş.
Torbalardan biri delinmiş ve
20 dolarlıklar uçuşmaya başlamış.

Polisin biri kadını durdurup;
"Ham'fendi torbadan paralarınız dökülüyor." demiş.
"Kahretsin!" demiş kadın.
"Uyardığınız için sağolun.
Ben şimdi dönüp toplarım onları.
"Bir durun bakalım!
O kadar para nereden geliyor?
Çaldınız mı yoksa?"
"Yok canım!" demiş kadın.
"Benim bahçe stadyum parkına bakıyor.
Orada arada sırada araçlarda parti veriyorlar.
O partilerden çıkan adamlar çoğunlukla
benim çiçek tarhlarımı tuvalet olarak kullanıyor.
Ben de elektrikli kesiciyle çalıların arkasında bekliyorum.
Onlar işlerini görmeye hazırlandığı anda benim kesiciyi çalıştırıp;
'Ya 20 dolar verirsin ya da senin ki uçar gider!' diyorum."
"Vay be!" demiş polis gülerek. "İyi fikirmiş.
Peki öbür torbada ne var?
"Yaşlı hanım cevap vermiş;
"Eee... hepsi ödemiyor tabii."

9 Mart 2010 Salı

TEMEL +18

Temel ile Tursun her gün mendirekte balık tutarlarmış...
Bi gün Tursun,
"Ula Temel", demiş,
"Haçan sen boyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam,
senin Fadimeyla aşna-fişna edup, hamile piraksam,
penden çocuğu olsa,
senle pen ne olurduk?"

Temel sakin, yanıtlamış:
"Odeşmiş olurduk..."

AĞUSTOS BÖCEĞİ

Şu hikayeye bir de konu başlığı gibi bakın bakalım…
Bir ağustos böceği doğmadan önce
toprağın altındaki bir lavrada ortalamaolarak 12 yıl bekler.
Evet, tam 12 yıl.
12 yıllık hapislikten sonra dünyaya gelen garibanın ömrü adında yazılıdır:
Ağustos.Yani topu topu bir ay…
Şarkı söyleyen yalnızca erkek ağustos böceğidir.
Çünkü dişi, en güzel şarkıyı söyleyeni kendine eş seçecek ve çiftleşecektir.
Düşünsenize, 12 yıl toprağın altında bekle, dışarı çık.
Ömrün bir ay…Buldun, buldun…
Bulamadın, bir daha yok.
Siz olsanız çalışır mıydınız?
Sunay AKIN.....

ZÜĞÜRT TESELLİSİ

Bir bufalo sürüsü en yavaş bufalonun hızında hareket eder.
Sürü saldırıya uğradığında ilk olarak en arkadaki zayıf ve yavaş olanlar öldürülür.
Bu doğal seleksiyon sürünün tümü için yararlıdır,
çünkü sürünün genel hızı ve sağlığı bu zayıf üyelerin ölümü sayesinde korunur.

Aynı şekilde insan beyni de en yavaş beyin hücrelerinin hızında çalışır.
Bugün bildiğimiz gibi alkolün aşırı tüketimi beyin hücrelerini öldürmektedir.
Ancak, doğal olarak, alkol en yavaş ve zayıf beyin hücrelerine saldırmaktadır.

Bu yolla rakının ve/veya şarabın düzenli tüketimi
zayıf beyin hücrelerini öldürerek beynin daha hızlı ve etkili bir makine olmasını sağlamaktadır. İşte bu nedenle bir kaç kadehten sonra her zaman kendinizi daha zeki hissedersiniz.
İÇELİM AKILLANALIM… AFİYET OLSUN…

ŞEKER

"Erzurum'da, çay içilirken şeker çaya karıştırılmıyor, kıtlama yapılıyor.
Bunun çıkışı ise çok ilginç...

Eskiden İran'da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyordu.
İngilizler İran'a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramadılar.
Sonra İranlı Mollalarla irtibat kurdular.
İngilizlerMollaların vereceği fetva karşılığında kazancın % 10'nu teklif ettiler.
Nitekim bir Cuma Namazı'nda (İran'da Cuma Namazları o bölgenin en büyükcamisinde ve çok kalabalık olarak kılınıyor)

Cuma Hutbesi'nde Mollalar şuvaazı verdi:
"Siz Allah'ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çaya katarsınız!
Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!"

Bu vaazdan sonraİranlılar çaya şeker katmaya başladılar.
İşler yoluna girince İngilizler Mollalara verdiği % 10 payı satışların iyigitmediği gerekçesiyle vermemeye başladı.

Bunun üzerine Mollalar ikinci birfetva verdi Cuma Hutbesi'nde:
"Gâvur icadı şekeri çaya katmak caizdeğildir!..."
Bu fetva üzerine İranlılar evlerindeki şekerleri sokaklaradöktü...
İngiliz firmaları bunun üzerine baktılar olacağı yok,
Mollalarlayeniden masaya oturdu.
Fakat Mollalar bu sefer % 20 pay istedi.
İngilizlerçaresiz kabul etti.

Mollalar Cuma Hutbesi'nde bu sefer şöyle fetva verdi:
"Biz size çaya şeker katmayın dedik ama sokaklara dökün de demedik,
şekeri sokağa dökmeyeceksiniz,
şekeri çaya batıracak ve böylece gâvur icadı şekere
boy abdesti aldıracak ve öyle içeceksiniz!!

2 Mart 2010 Salı

ARANIZDA MÜSLÜMAN OLAN VAR MI ?

ARANIZDA MÜSLÜMAN OLAN VAR MI ?
Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve yüksek sesle Cami Cemaatine sorar :
-Aranızda müslüman olan var mı ?
Korkudan kimse bişey diyemez.
Bir müddet sonra...
yaşlı bir adam ayağa kalkar ve "Ben müslümanım." der.
Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar...
Adam dışarıdaki koç sürüsünü gösterip:
-Amca, şunları kurban edicem de ben beceremem yardım eder misin? der.
Yaşlı adam bir kaç hayvanı kestikten sonra,
"Ben yoruldum , artık başka birini bul." der....

Adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve cemaate yükseksesle tekrar sorar: Aranızda başka müslüman var mı, varsa yanıma gelsin ?
Az önceki giden yaşlı adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar, imam:
- Ula bağa ne bakıp duraysunuz uşaklar ?
İki rekat namaz kildurduk diye müslüman mı olduk ?
Yüce İsa hepimizi korusun !

YAŞLI KADIN

Yaşlı bir kadın kedi maması almak için markete gider.
Üç kutu alıp kasaya götürür.
Kasadaki kız ;
Üzgünüm bayan ama bunları alabilmeniz için kediniz olduğunu kanıtlamanız gerekir.
Bir çok yaşlı insan bunları kendileri yemek için aldıklarından kediniz olduğuna inanmadan size bunları satma yetkimiz yok." der.

Bunun üzerine yaşlı bayan eve gidip kedisini alır ve markete getirir.
Market bunun üzerine kadına kedi mamasını satar.
Ertesi gün yine yaşlı kadın üç kutu köpek maması almaya kalkar.
Kasiyer yine kadından köpeği olduğuna dair bir kanıt ister.
Çünkü yaşlı insanlar bazen de köpek maması yemektedirler.
Bunun üzerine kadın yine evine döner köpeğini alır markete gelir ve mamaları alır.
Ertesi gün yine yaşlı bayan markete gelir bu sefer elinde bir kutu vardır.
Kasiyere gider ve elini içine sokmasını söyler.
Kasiyer korkarak;
" Hayır, içinde beni ısıracak bir yılan olabilir.
"Yaşlı kadın;"
İnanın, kutunun içinde size zarar verebilecek hiç bişey yok.
Lütfen elinizi kutunun içine sokun.
"Bunun üzerine kasiyer elini kutuya sokar ve sonra elini koklayarak ;
"Bu şey sanki b.k gibi kokuyo." der
Yaşlı kadın devam eder;
"Evet ööle. Şimdi lütfen üç rulo tuvalet kağıdı alabilir miyim?"

LAZ

Bir köyde aynı gün bir Kayseri'li,
bir Laz ve bir Diyarbakır'lı ölmüş.

Ahali toplanıp cenazeleri yıkamış,
cenaze namazı kılmış ve güçlükleköyden uzak mezarlığa götürüp gömmüşler.
Yorgun argın dönüp, kahveye oturup çay söylemişler.
Birazdan bir bakmışlar ki Laz mezardan çıkmış üstünü başınısilkeleyerek kahveye geliyor!*"

-N'oldu?
Hayırdır, nasıl geldin?...."* Diye sormuşlar.
Laz cevaplamış:*"
- Öbür tarafta aynen burası gibi,
zebaninin eline bir beşliksıkıştırdım beni geri gönderdi....".*
Diğerleri merakla sormuşlar:*"
- Peki Kayseri'li nerede?
Diyarbakır'lı nerede?...."*
Laz getirilen çayı karıştırırken cevaplamış:* " -
Ben gelirken Kayseri'li iki buçuğa olmaz mı diye pazarlık ediyordu,
Diyarbakır'lı da ben vermem devlet versin diyordu....".*

BUDİST RAHİP+18

Sahne bir Budist tapinaginda geçmektedir ...
Mürit :
- Çok Bilge ve onurlu efendimiz ,
bir inci ile bir kadin arasindaki farki ögretme lütfunda bulunabilir misiniz ?
Üstat :
- Fark şu küçük çekirge ...
Bir inci deligine her iki tarafindan da geçirebilirsin
bir kadina ise yanlizca tek taraftan .
Mürit ( sasirarak ) :
-Ama efendimiz , sizin yüce Himalaya bilgeliginize ters düsmek utancini tasiyarak ,
isittim ki bazi kadinlar her iki taraftan da geçirilmeyi kabul ederlermis !
Üstat ( ince bir gülümseme ile ) :
- Iste , o zaman .. O bir kadin degil bir incidir . :)

DEVLET SIRRI

İçip içip kafayı bulan bir sarhoş,
sokakta 'Adi Başbakan..Adi Başbakan' diye nara atıyormuş..
İki polis adamı yaka paça karakola götürmüşler.
Sonra adam mahkemeye vs Hapis cezası almış.
Cezaevine gitmeden önce Hakime cezasının nedenini sormuş:
-Bu ülkede demokrasi vardı hani?
Herkes istediğini söyler demiyormu Başbakan.
Hakimde
-Senin suçun o değil oğlum..
Senin suçun Devlet Sırrını açıklamak

3 Şubat 2010 Çarşamba

TEMEL VE DURSUN

Temel ile Dursun gece yarisi yolda yuruyorlarmis.
Temel ciplak, Dursun ise yalniz donla.
Temel Dursuna diyor ki,
Ben senin neyini seviyrum biliyor musun?
Dursun:Neyimi seviyosun?
Temel: Kumarda nerde duracagini biliyorsun ..da

temel

Karadeniz'in dağ köylerinden birinde köylüler namazı üç vakit kılıyorlarmış.
Bir süre sonra üç vakit namaz kendilerine zor gelmeye başlamış.
Temel'i görevlendirip vakitler azaltılabilir mi diye sormak üzere il müftüsüne yollamışlar.

Müftü, Temel'i dinledikten sonra kızmış.
Hiç üç vakit namaz olur mu? Beş vakit kılacaksınız," diye kovalamış.
Akşam köylüler yamaca birikip aşağıdan gelecek Temel'i gözlemeye başlamışlar.
Temel yokuşun altında belirince sabırsızca bağırmışlar,

-İndirdi mi, indirdi mi?
Temel yanıtlamış
-Bindirdiii... Bindirdiiiiiii!

müftü

Adam müftüye gitmiş,
-Yahu, hakikatten biz cennete gidince huri alacak mıyız?" demiş.

Müftü, "Namazını kılar, orucunu tutar, zekatını verirsen 4 huriyi alacaksın tabii"

Adamın derdi başka, "Peki benim hanım cennete gidince ne olacak?"

Müftü de
-Ona da 4 Nuri düşer."

"Nasıl yani" demiş bizimki,
"Hanımla aynı haklara mı sahibiz?",

"Elbette", demiş müftü.
"Karın da namazını kılar, orucunu tutar, zekatını verirse, cennete gider ve oda 4 Nuri'sine kavuşur."
Adam kafası allak bullak..
Kös kös evine gitmiş, Bakmış karısı namaz kılıyor, tekmeyi basmış,
"Kalk lan ..ospu mu olacan başıma sen "

fıkra+18 rahibe

Adam otobuste on koltukta otururken yanina cok guzel bir rahibe oturmus.
Adam biraz sora dayanamamis rahibeyle laflamaya baslamis ve "sizinle deli gibi sevismek istiyorum" demis.
Rahibe"kesinlikle imkansiz ben tanriyla evliyim" demis ve bir daha da konusmamis ve ilk durakta inmis...
Adam kendi kendine lanet okurken söför "bayim konusmalarinizi duydum,
ben bu rahibeyi taniyorum onunla sevismek için bir yol da biliyorum
Rahibe her persembe gecesi gece yarisi mezarliga gider orada
Meryem Ana bustunun onunde tanriya dua eder
sen de geceyarisi orada olup ustune çarsaf geçirip birdenbire ortaya çikarsan
seni Tanri'nin goruntusu sanip hiçbir istegine karsi çikmayacaktir" .

Adam sagol demis ve gece mezarliga gitmis
biraz sonra rahibe gelmis dua etmeye baslamis adam birden ortaya çikmis.
"Kizim evladim ben Tanriii" demis rahibe ayaklarina kapanmis
Adam : "simdi bana ask yapmani emrediyorum" demis.
Rahibe "peki ama ben kizim sadece arkadan olur" demis ve arkasini donup cubbesini kaldirmis adam da bi guzel rahibeyi s.....
Ve isi bittikten sonra muziplik olsun diye çarsaflari atip bagirmis

"ben tanri diilim ben geçen gun otobüste senden isteyen adamimmmm!"
Bunu duyan rahibe cilginca cubbesini cikarip adama donerek
"Süpriiiiiiiz ben de Otobüs söförüyüm"...

17 Ocak 2010 Pazar

POKER

Adam, pokerde eline bir bakmis….
Kare as…….
Tabi hemen, önündeki bütün parayi ortaya sürmüs….
-Rest…….
Herkez “Pas” deyip kacmis….
Yalniz birisi…
Eline gizlice bakmis…..
Flush Royal…..Dönmüs adama….
-Restinizi görürüm, ama bu para yetmez…..
-O zaman karimi , ortaya koyuyorum…..
-Adam ,dönmüs kariya bakmis…..
-Pas……

14 Ocak 2010 Perşembe

sarışın iş başvurusu

Sarışın, yeşil gözlü afet-ü devran
Emniyet Müdürlüğünde işe giriş için sınavda imiş.
Sınav görevlisi sormuş;
- 2 kere 2 kaç eder?
- Dört.
- Güzel. Peki Abraham Lincoln'ü kim öldürdü?
- Bilmem....
- O zaman bugün git, evde biraz düşün.
Yarın tekrar geleceksin. O zaman cevap verirsin.
Sarışın, yeşil gözlü çıkmış, o arada komsusu aramış.
- Ne oldu senin bu Emniyette iş durumu? Sarışın heyecanla cevaplamış;
- Işe alındım. Daha ilk günden bir cinayeti çözme görevi verdiler!

3 Ocak 2010 Pazar

TEMEL LONDRA DA

Temel ile Dursun Londra’da gezinirken bakmışlar ki ahali haldır huldur bir yere gidiyor.. Sormuşlar..
U2’nin konseri varmış..
Bizimkiler: “ Cidelum, biz de corelum ..” deyip soluğu stadyumda almışlar..
Konser başlamış..
Millet coşkuyla şarkılara eşlik ediyor..
Bizimkiler de eğlenir gibi yapıyor..
Solistleri Bono birden müziği durdurup elini şaklatmış..
Herkes şaşkın..
İki üç saniye sonra bir daha şaklatmış..
Bir daha..
Sonra: “Elimi niye şaklatıyorum biliyor musunuz?” diye kalabalığa sormuş..
On binlerce kişiden çıt yok..
Bono, sorusunu kendisi cevaplandırmış..
“Afrika açlık çekiyor.. Ben elimi her çırptığımda oralarda bir çocuk ölüyor..”
Refah toplumunun bireyleri bu gerçeğin böyle ifade edilmesinden şaşkın,
şoklanmış gibi soliste bakarken gerilerden Temel’in sesi yükselmiş..
“Goduğumun evladı.. Sen de elini çırpma o zaman..”