26 Mart 2010 Cuma

YORGO

Mikonos Adasının Papaz efendisi
Pazar vaazında cehenneme gitmemek için işlenmemesi gereken günahları anlatıyor....

- Birincisi:
Öldürmeyeceksin, çalmayacaksin, zina etmeyeceksin' .
En büyük günah ise, oğlancılıktır... diyor....
Yunanlinin zaten bu konuda adı çıkmış....
Bu günahı zinhar işlemeyin.
Eğer işlerseniz bilin ki.....
Bir nefes alıp anlatıyor papaz efendi;
Bu günahin kefaretini..
Öbür dünyada Sırat Köprüsü var ya, Sırat Köprüsü....
İşte bu köprüyü geçerken, becerdiğiniz bütün erkekleri sırtınızda karşı tarafa taşıyacaksınız.. Ona göre....

Vaazı dinleyen Todori, arkadaşı Yorgonun kulağına eğilir;
-Yandık ki ne yandık.....
Bugüne dek en az yüz erkek becerdim ben,
köprüden geçerken sırtımda yüz adamı nasıl taşırım?

- Düşündüğün şeye bak, der Yorgo...
Ölmeye yakın verirsin birine,
binersiniz hep beraber onun sırtına..

22 Mart 2010 Pazartesi

MAFYA BABASI

Bir mafya babası evli bir kadınla ilişki kurmuş.
Bir gece kocası yok diye kadının evine gitmeye karar vermiş ve adamlarına
"Ben içeri girdikten sonra hemen büyük bir branda ayarlayın ve
pencerenin hemen altına dört ucundan gerin" demiş.

Sonra da ne yapacaklarının talimatını vermiş:
"Kadının kocası gelirse kapıyı bir kere çaldırın,
ben aşağıya atlayacağım, yakalanıp karizmayı çizdirmeyelim. .. Tamam mı?"
Adamları, "Başüstüne patron" demişler.

Mafya babası kadının evine girmiş, tam yatağa uzandığı anda
evin kapısı çalınca bizimki kendini tereddütsüz
pencereden donla 4. kattan aşağı fırlatmış.

Kadın üzerine alelacele bir şey alıp kapıyı açmış ki karşısında patronun adamlarından biri...
"Yenge" demiş adam mahcup bir şekilde önüne bakarak,
"Patrona söyle branda bulamadık!"

TEMEL VE FADİME

Temel, Fadime'ye tecavüz suçundan mahkemeye düşmüş.
Ülkenin en iyi avukatı savunuyormuş Temel'i.
Karar:10 yıl hapis.

Temel Yargıtaya başvurmuş, dava yeniden başlamış.
Eski avukatının yanına ikinci bir avukat daha tutmuş.
Karar: 10 yıl hapis.

Yargıtaya tekrar itirazlar yapılmış ve mahkeme son olarak davaya bakma kararı almış.
Temeli bu sefer üç avukat birden savunmuş.
Sonuç; yine 10 yıl hapis.

Temel söz istemiş ve 'Fadime’ye pir soru soracağum...'demiş .
Hakim izin vermiş.
Temel de, 'Hacan sağa tecavüz ettüm...
De bakalum ne kadardi benimkinin boyu?...
Fadime 10-15 cm demiş.
Temel hemen soyunmuş, hakime göstermiş.
Otuz, otuzbeş santimi gören hakim kesin kararı vermiş:
'BERAAT'.
Temel avukatlarına dönerek,
'Ula göreyi misunuz,
üçünüz bi sikim edemedunuz!'

SEVGİLİ GÜNLÜK

Sevgili Günlük
12 Ağustos Göçmenlik başvurum kabul edildikten sonra
Kanada'daki yeni evime taşındım.
Çok heyecanlıyım.
Burası çok güzel.
Dağların manzarası muhteşem.
Onların karlarla kaplı halini görebilmek için sabrımı zorluyorum.

14 Ekim Kanada dünyanın en güzel yeri.
Yapraklar kırmızı ve turuncunun tonlarına dönmeye başladı.
Bir atla kir gezintisi yaptım ve bir kaç geyik gördüm. Çok güzeldiler.
Muhtemelen yeryüzündeki en harika hayvanlar.
Burası cennet olmalı.
Burayı çok seviyorum 11 Kasım Geyik avlama sezonu kısa bir sure sonra başlıyor.
Böyle harika hayvanları öldürmeyi nasıl olurda isterler anlamıyorum.
Umarım yakında kar yağısı başlar.
Burayı seviyorum.

2 Aralık Dün gece kar yağdı.
Her yerin beyaz bir örtü ile kaplanışını seyretmek için gece kalktım.
Tıpkı kartpostal gibi.
Meğer yıllarca İzmir'de yaşayarak kendime haksızlık etmişim.
Dışarı çıktık merdivenlerdeki ve garajın önündeki karları kürekle temizledik.
Kartopu oynadık (ben kazandım:))
Kar temizleme makinesi (belediye'nin) gelince,
garajın önündeki karları tekrar temizlemek zorunda kaldık.
Harika bir yer.
Kanada’yı çok ama çok seviyorum.

12 Aralık Dün gece biraz daha kar yağdı.
Kürekle garajın önündeki karları tekrar temizledik.
Burayı seviyorum.

19 Aralık Dün gece biraz daha kar yağdı.
İşe gitmek için garajdan çıkamadım.
Burası çok güzel bir yer fakat kürekle kar temizlemekten yoruldum.
Kar temizleme makinesine Lanet olsun !
Sanki beni bekliyor ve sonra yoldan geçerek karları garaj kapıma yığıyor.

22 Aralık Bu beyaz boktan dün gece biraz daha yağdı.
Kürekle kar atmaktan ellerim su topladı ve belim ağrımaya başladı.
Kar temizleme makinesini ben garajın onunu kürekle temizleyene kadar yolun kösesinde gizlendiğini düşünüyorum pezevengin...

25 Aralık Sıçtığımın karı, yine yağdı.
Eğer kar temizleme makinesini kullanan pezevengi bir elime geçirirsem
yemin ederim o puştu gebertecem.
Yollardaki lanet buzları eritmek için neden daha fazla tuz kullanmadığını anlamıyorum.

27 Aralık Allahın belası,
dun gece yine kar yağdı.
Kar temizleme makinesinin en son gelişinden beri
3 gündür karları kürekle atamadığım için eve hapsoldum.
Hiç bir yere gidemiyorum.
Hava durumunu sunan spiker bu gece 25 santim daha yağacağını söyledi.
25 cm. karın kaç kürek edeceğini sizler biliyor musunuz ?

28 Aralık Kuş beyinli spiker yanılmış, tam 83 cm. daha kar yağdı.
Bu gidişle karlar yazdan önce erimez.
Kar temizleme aracı kara saplandı ve hıyar oğlu hıyar sürücü benden küreğimi ödünç istedi. Karları temizlerken tam altı kürek kırdığımı ve sonuncusunu da onun kalın kafasında kırmaktan zevk duyacağımı söyledim.

4 Ocak Nihayet evden çıkabildim.
Markete gittim ve yiyecek aldım.
Dönüşte lanet geyiğin biri arabamın önüne atladı.
Arabamda yaklaşık 3000 dolarlık hasar var.
Bu hayvanların hepsini gebertmek lazım.
Lanet çirkin yaratıklar her yerde varlar.
Umarım avcılar hepsinin kökünü kurutur.

3 Mayıs Arabayı şehirde bir tamirciye götürdüm.
Yollara dökülen baş belası tuzlar yüzünden arabamın kaportası çürümüş.

10 Mayıs Türkiye’ye kesin dönüş yaptım ve
İzmir’ime bir daha ayrılmamak üzere yerleştim.
Suratına sıçayım Kanada'nında da,
karın da,
geyiklerin de....

YAŞLI KADIN +18

Ufak tefek yaşlı bir kadın iki plastik torba taşıyarak caddede yürüyormuş.
Torbalardan biri delinmiş ve
20 dolarlıklar uçuşmaya başlamış.

Polisin biri kadını durdurup;
"Ham'fendi torbadan paralarınız dökülüyor." demiş.
"Kahretsin!" demiş kadın.
"Uyardığınız için sağolun.
Ben şimdi dönüp toplarım onları.
"Bir durun bakalım!
O kadar para nereden geliyor?
Çaldınız mı yoksa?"
"Yok canım!" demiş kadın.
"Benim bahçe stadyum parkına bakıyor.
Orada arada sırada araçlarda parti veriyorlar.
O partilerden çıkan adamlar çoğunlukla
benim çiçek tarhlarımı tuvalet olarak kullanıyor.
Ben de elektrikli kesiciyle çalıların arkasında bekliyorum.
Onlar işlerini görmeye hazırlandığı anda benim kesiciyi çalıştırıp;
'Ya 20 dolar verirsin ya da senin ki uçar gider!' diyorum."
"Vay be!" demiş polis gülerek. "İyi fikirmiş.
Peki öbür torbada ne var?
"Yaşlı hanım cevap vermiş;
"Eee... hepsi ödemiyor tabii."

9 Mart 2010 Salı

TEMEL +18

Temel ile Tursun her gün mendirekte balık tutarlarmış...
Bi gün Tursun,
"Ula Temel", demiş,
"Haçan sen boyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam,
senin Fadimeyla aşna-fişna edup, hamile piraksam,
penden çocuğu olsa,
senle pen ne olurduk?"

Temel sakin, yanıtlamış:
"Odeşmiş olurduk..."

AĞUSTOS BÖCEĞİ

Şu hikayeye bir de konu başlığı gibi bakın bakalım…
Bir ağustos böceği doğmadan önce
toprağın altındaki bir lavrada ortalamaolarak 12 yıl bekler.
Evet, tam 12 yıl.
12 yıllık hapislikten sonra dünyaya gelen garibanın ömrü adında yazılıdır:
Ağustos.Yani topu topu bir ay…
Şarkı söyleyen yalnızca erkek ağustos böceğidir.
Çünkü dişi, en güzel şarkıyı söyleyeni kendine eş seçecek ve çiftleşecektir.
Düşünsenize, 12 yıl toprağın altında bekle, dışarı çık.
Ömrün bir ay…Buldun, buldun…
Bulamadın, bir daha yok.
Siz olsanız çalışır mıydınız?
Sunay AKIN.....

ZÜĞÜRT TESELLİSİ

Bir bufalo sürüsü en yavaş bufalonun hızında hareket eder.
Sürü saldırıya uğradığında ilk olarak en arkadaki zayıf ve yavaş olanlar öldürülür.
Bu doğal seleksiyon sürünün tümü için yararlıdır,
çünkü sürünün genel hızı ve sağlığı bu zayıf üyelerin ölümü sayesinde korunur.

Aynı şekilde insan beyni de en yavaş beyin hücrelerinin hızında çalışır.
Bugün bildiğimiz gibi alkolün aşırı tüketimi beyin hücrelerini öldürmektedir.
Ancak, doğal olarak, alkol en yavaş ve zayıf beyin hücrelerine saldırmaktadır.

Bu yolla rakının ve/veya şarabın düzenli tüketimi
zayıf beyin hücrelerini öldürerek beynin daha hızlı ve etkili bir makine olmasını sağlamaktadır. İşte bu nedenle bir kaç kadehten sonra her zaman kendinizi daha zeki hissedersiniz.
İÇELİM AKILLANALIM… AFİYET OLSUN…

ŞEKER

"Erzurum'da, çay içilirken şeker çaya karıştırılmıyor, kıtlama yapılıyor.
Bunun çıkışı ise çok ilginç...

Eskiden İran'da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyordu.
İngilizler İran'a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramadılar.
Sonra İranlı Mollalarla irtibat kurdular.
İngilizlerMollaların vereceği fetva karşılığında kazancın % 10'nu teklif ettiler.
Nitekim bir Cuma Namazı'nda (İran'da Cuma Namazları o bölgenin en büyükcamisinde ve çok kalabalık olarak kılınıyor)

Cuma Hutbesi'nde Mollalar şuvaazı verdi:
"Siz Allah'ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çaya katarsınız!
Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!"

Bu vaazdan sonraİranlılar çaya şeker katmaya başladılar.
İşler yoluna girince İngilizler Mollalara verdiği % 10 payı satışların iyigitmediği gerekçesiyle vermemeye başladı.

Bunun üzerine Mollalar ikinci birfetva verdi Cuma Hutbesi'nde:
"Gâvur icadı şekeri çaya katmak caizdeğildir!..."
Bu fetva üzerine İranlılar evlerindeki şekerleri sokaklaradöktü...
İngiliz firmaları bunun üzerine baktılar olacağı yok,
Mollalarlayeniden masaya oturdu.
Fakat Mollalar bu sefer % 20 pay istedi.
İngilizlerçaresiz kabul etti.

Mollalar Cuma Hutbesi'nde bu sefer şöyle fetva verdi:
"Biz size çaya şeker katmayın dedik ama sokaklara dökün de demedik,
şekeri sokağa dökmeyeceksiniz,
şekeri çaya batıracak ve böylece gâvur icadı şekere
boy abdesti aldıracak ve öyle içeceksiniz!!

2 Mart 2010 Salı

ARANIZDA MÜSLÜMAN OLAN VAR MI ?

ARANIZDA MÜSLÜMAN OLAN VAR MI ?
Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye dalar ve yüksek sesle Cami Cemaatine sorar :
-Aranızda müslüman olan var mı ?
Korkudan kimse bişey diyemez.
Bir müddet sonra...
yaşlı bir adam ayağa kalkar ve "Ben müslümanım." der.
Bıçaklı adamla yaşlı adam camiden çıkarlar...
Adam dışarıdaki koç sürüsünü gösterip:
-Amca, şunları kurban edicem de ben beceremem yardım eder misin? der.
Yaşlı adam bir kaç hayvanı kestikten sonra,
"Ben yoruldum , artık başka birini bul." der....

Adam bu sefer kanlı bıçakla yine camiye girer ve cemaate yükseksesle tekrar sorar: Aranızda başka müslüman var mı, varsa yanıma gelsin ?
Az önceki giden yaşlı adamı doğradığını düşünen cemaat çok korkar ve herkes aynı anda imama bakar, imam:
- Ula bağa ne bakıp duraysunuz uşaklar ?
İki rekat namaz kildurduk diye müslüman mı olduk ?
Yüce İsa hepimizi korusun !

YAŞLI KADIN

Yaşlı bir kadın kedi maması almak için markete gider.
Üç kutu alıp kasaya götürür.
Kasadaki kız ;
Üzgünüm bayan ama bunları alabilmeniz için kediniz olduğunu kanıtlamanız gerekir.
Bir çok yaşlı insan bunları kendileri yemek için aldıklarından kediniz olduğuna inanmadan size bunları satma yetkimiz yok." der.

Bunun üzerine yaşlı bayan eve gidip kedisini alır ve markete getirir.
Market bunun üzerine kadına kedi mamasını satar.
Ertesi gün yine yaşlı kadın üç kutu köpek maması almaya kalkar.
Kasiyer yine kadından köpeği olduğuna dair bir kanıt ister.
Çünkü yaşlı insanlar bazen de köpek maması yemektedirler.
Bunun üzerine kadın yine evine döner köpeğini alır markete gelir ve mamaları alır.
Ertesi gün yine yaşlı bayan markete gelir bu sefer elinde bir kutu vardır.
Kasiyere gider ve elini içine sokmasını söyler.
Kasiyer korkarak;
" Hayır, içinde beni ısıracak bir yılan olabilir.
"Yaşlı kadın;"
İnanın, kutunun içinde size zarar verebilecek hiç bişey yok.
Lütfen elinizi kutunun içine sokun.
"Bunun üzerine kasiyer elini kutuya sokar ve sonra elini koklayarak ;
"Bu şey sanki b.k gibi kokuyo." der
Yaşlı kadın devam eder;
"Evet ööle. Şimdi lütfen üç rulo tuvalet kağıdı alabilir miyim?"

LAZ

Bir köyde aynı gün bir Kayseri'li,
bir Laz ve bir Diyarbakır'lı ölmüş.

Ahali toplanıp cenazeleri yıkamış,
cenaze namazı kılmış ve güçlükleköyden uzak mezarlığa götürüp gömmüşler.
Yorgun argın dönüp, kahveye oturup çay söylemişler.
Birazdan bir bakmışlar ki Laz mezardan çıkmış üstünü başınısilkeleyerek kahveye geliyor!*"

-N'oldu?
Hayırdır, nasıl geldin?...."* Diye sormuşlar.
Laz cevaplamış:*"
- Öbür tarafta aynen burası gibi,
zebaninin eline bir beşliksıkıştırdım beni geri gönderdi....".*
Diğerleri merakla sormuşlar:*"
- Peki Kayseri'li nerede?
Diyarbakır'lı nerede?...."*
Laz getirilen çayı karıştırırken cevaplamış:* " -
Ben gelirken Kayseri'li iki buçuğa olmaz mı diye pazarlık ediyordu,
Diyarbakır'lı da ben vermem devlet versin diyordu....".*

BUDİST RAHİP+18

Sahne bir Budist tapinaginda geçmektedir ...
Mürit :
- Çok Bilge ve onurlu efendimiz ,
bir inci ile bir kadin arasindaki farki ögretme lütfunda bulunabilir misiniz ?
Üstat :
- Fark şu küçük çekirge ...
Bir inci deligine her iki tarafindan da geçirebilirsin
bir kadina ise yanlizca tek taraftan .
Mürit ( sasirarak ) :
-Ama efendimiz , sizin yüce Himalaya bilgeliginize ters düsmek utancini tasiyarak ,
isittim ki bazi kadinlar her iki taraftan da geçirilmeyi kabul ederlermis !
Üstat ( ince bir gülümseme ile ) :
- Iste , o zaman .. O bir kadin degil bir incidir . :)

DEVLET SIRRI

İçip içip kafayı bulan bir sarhoş,
sokakta 'Adi Başbakan..Adi Başbakan' diye nara atıyormuş..
İki polis adamı yaka paça karakola götürmüşler.
Sonra adam mahkemeye vs Hapis cezası almış.
Cezaevine gitmeden önce Hakime cezasının nedenini sormuş:
-Bu ülkede demokrasi vardı hani?
Herkes istediğini söyler demiyormu Başbakan.
Hakimde
-Senin suçun o değil oğlum..
Senin suçun Devlet Sırrını açıklamak